Kıbrıs’ta şöyle sakin bir köşe ararken yolu Özerlat Kahve’ye düşen herkesin yüzü bir başka gülüyor bence. Çünkü burası sadece kahve içilen bir yer değil, adeta bir kahve geleneğiyle tanışma töreni gibi.
1917’den beri varlar. Dile kolay… İçeri girer girmez seni saran o mis gibi kahve kokusu zaten olayın yarısı.
Ben klasik közde pişmiş Kıbrıs kahvesini tercih ettim. Köpüğü bol, tadı yumuşak ama karakterli. Bir yudum aldım, sonra şöyle arkama yaslandım dedim ki: “tamam, dünya bir durabilir şimdi.”
Ve en güzel kısmı: kahvenin yanına çikolatalı kek söyledim.
Islak kıvamıyla kocaman, yoğun kakao lezzetiyle kahveye eşlik etmesi öyle doğal, öyle içten geldi ki… Tatlıyla kahve değil de, iki eski dost gibi yan yana duruyorlardı tabakta.
Mekan nostaljik ama modern. Bakır cezveler, zarif fincanlar, güler yüzlü çalışanlar… Her şey olması gerektiği gibi, fazlası yok, eksiği hiç yok.
Kıbrıs’ta bir kahve molası vereceksen, durağın belli: Özerlat. Yanına bir kek söyle, kendine bir an hediye et.
Bu gönderiye henüz yorum yapılmamış.